Türkiye'nin Altın Üretiminde Düşüş ve Stratejik Kaybın Önemi
Türkiye'nin Altın Üretiminde Düşüş ve Stratejik Kaybın Önemi
Türkiye’nin altın üretimi 2024 yılında 32,2 tona geriledi. Altın Madencileri Derneği Başkanı Hasan Yücel, bu düşüşün son beş yılda 10 tonluk bir kayba işaret ettiğini belirtti. Yücel, 2020 yılında 42 tonla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kıran üretimin sürdürülebilir bir seviyeye taşınamadığını ifade etti. Üretimdeki bu düşüş, Türkiye’nin potansiyelini değerlendiremediğini gösteriyor. Dünya altın fiyatlarının zirvede olduğu bir dönemde üretimde gerileme yaşanması kabul edilemez bir durum olarak değerlendiriliyor.
Yücel, Türkiye’nin toplamda 6 bin 500-10 bin ton arasında altın rezervine sahip olduğunu ve bu rezervlerin değerinin yaklaşık 397 - 611 milyar dolar arasında değiştiğini vurguladı. Ancak bu devasa potansiyelin yeterince değerlendirilemediği ifade ediliyor. Rezervin büyük, ancak üretimin küçük olduğu belirtiliyor. İyi bir planlamayla 100 ton altın üretmenin mümkün olduğu ifade ediliyor.
Altın İthalatı, Ekonomik Yük ve Stratejik Risk
Türkiye’nin yıllık altın ihtiyacının 160 ton seviyesinde olduğu, 2024 yılında yerli üretimle yalnızca 32,2 tonluk kısmının karşılanabildiği belirtildi. Aradaki 127,8 tonluk açık, ithalat yoluyla kapatılmak zorunda kalıyor. Bu durum, Türkiye’ye her yıl milyar dolarlık bir fatura çıkarıyor. Yücel, altın ithalatına dayalı bir ekonominin sürdürülemez olduğunu vurguladı. Cari açığın büyümesine neden olan bu tabloyu değiştirmek için yerli üretimin artırılması gerektiği ifade ediliyor.
Merkez Bankası’na göre, 2023’te parasal olmayan altın ithalatının önceki yıla göre yüzde 46,9 artarak 30 milyar dolarla bugüne kadar ulaşılan en yüksek yıllık düzeye çıktığına dikkat çekildi. Yücel, bu rakamın altyapı yatırımları açısından devasa bir fırsat maliyetine işaret ettiğini belirtti. Altın ithalatına harcanan 30 milyar dolarla birçok stratejik yatırım yapılabileceği ifade ediliyor. Bu paranın yerli üretimle ülkemizde tutulması gerektiği vurgulanıyor.
Bürokratik Engeller ve Yatırım Ortamı
Altın üretiminde karşılaşılan bürokratik engellerin sektörü yavaşlattığı kaydedildi. Yücel, bir girişimcinin altın madenciliğine yatırım yapmak istemesi durumunda uzun ve karmaşık izin süreçleriyle boğuşmak zorunda kaldığını belirtti. Bu süreçlerin yatırımcıların cesaretini kırdığı ifade ediliyor. Eğer bu engeller kaldırılmazsa, mevcut yatırımların sürdürülebilir olamayacağı ve yerli altın üretimindeki düşüşün devam edeceği uyarısında bulunuldu.
Yücel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, en fazla katma değere sahip ürünlerin başında gelen altın üretimini 100 tona yükseltme hedefinin hayal olmadığını vurguladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın bu hedefi gerçekleştirmek için büyük bir gayret gösterdiği ifade ediliyor. Ancak diğer kamu kurum ve kuruluşlarının bu hedef doğrultusunda iyi organize olamadığı belirtiliyor. Üreticilerin önü açılırsa, birkaç yıl içinde bu seviyelere ulaşmanın mümkün olacağı ifade ediliyor.
İthalata Dayalı Modelin Sürdürülemezliği
Yücel, altın ithalatına dayalı ekonomik modelin sürdürülemez olduğunu belirtti. Eğer üretim artırılmazsa, dışa bağımlı bir ekonomi içinde kaybolmaya devam edileceği ifade ediliyor. Bu potansiyelin değerlendirilmesi durumunda cari açığın azaltılabileceği ve milyarlarca dolarlık kaynağın eğitim, sağlık ve altyapı gibi alanlara aktarılabileceği vurgulanıyor. Türkiye’nin altın üretimindeki düşüş, stratejik bir kayıp olarak değerlendiriliyor ve bu durumun acilen ele alınması gerektiği ifade ediliyor.